Author :
Abstract
Johann Christian Friedrich Hölderlin, Almanya’nın en önemli şairlerinden biri olarak kabul edilir. Oldenburglu felsefeci Prof. Dr. Johann Kreuzer, Hölderlin’in eserleri ve felsefedeki rolü üzerine değerlendirmelerde bulunuyor. Hölderlin'in ikinci yaşam döneminin “deli” olarak tanımlanması Wilhelm Waiblinger'in etkisiyle şekillenirken, Kreuzer şairin psikolojik deneyimleri ve politik bağlamını vurguluyor. Hölderlin’in şiirleri kadar teorik metinleri de önemlidir. Kreuzer, Hölderlin’in dil üzerine geliştirdiği felsefi düşünceleriyle Alman İdealizmine yaptığı katkıyı öne çıkarıyor. Hegel’in “Geist” kavramının temelinde Hölderlin’in sezgisel görüşleri olduğunu savunuyor. Dil ve müzik arasındaki bağlantı, Hölderlin’in eserlerinin temelini oluşturuyor. Kreuzer, Hölderlin’in şiirlerinde kelimelerin yalnızca anlam aktarmadığını, aynı zamanda dilin ritmik ve duyusal yönlerinin metinlere zenginlik kattığını belirtiyor. Hölderlin’in 20. yüzyılda yeniden keşfedilmesi, Heidegger ve Adorno gibi filozofların katkılarıyla günümüz düşünce dünyasında önemli bir yer edinmesini sağlamıştır ve Hölderlin’in dile getirdiği kavramlar günümüz gençlerine hitap edebilir.
Keywords
Abstract
Johann Christian Friedrich Hölderlin is considered one of Germany's most significant poets. Oldenburg philosopher Johann Kreuzer reflects on Hölderlin’s works and his role in philosophical discourse. While Hölderlin's later years have often been described as those of a “madman,” this characterization largely stems from Wilhelm Waiblinger’s accounts. Kreuzer instead emphasizes Hölderlin’s psychological experiences and the political context of his time. Hölderlin’s theoretical writings are just as important as his poetry. Kreuzer highlights his contributions to German Idealism through his reflections on language and philosophy. He argues that Hölderlin’s insights were fundamental to Hegel’s concept of “Geist.” The connection between language and music is central to Hölderlin’s works. Kreuzer points out that in Hölderlin’s poetry, words do not merely convey meaning but also possess rhythmic and sensory qualities that enrich the texts. The rediscovery of Hölderlin in the 20th century, with the contributions of philosophers such as Heidegger and Adorno, has given him an important place in today's world of thought, and the concepts expressed by Hölderlin can appeal to today's youth.
