Güneydeki çöl ekosistemleri ile kuzeydeki nispeten soğuk ve engebeli yüksek Anadolu kütlesi arasındaki Diyarbakır Havzası, özelde Yukarı Dicle Vadisi ve çevresi, insanlık tarihinin en önemli ve sürekli yaşam alanlarından birisidir. Dicle Vadisi’ndeki paleocoğrafik koşulların seyri, şekli, büyüklüğü, dağılışı ve kültürler üzerindeki etkisi ancak kapsamlı bir saha çalışması ile mümkündür. Bölgedeki yerleşim dokusunu tam anlamıyla ortaya koyabilmek için baraj alanındaki kültürel varlıkların saptanması ve kazılarak ortaya çıkartılması kadar jeomorfolojik geçmişin izlerinin de araştırılıp ortaya konması bizim için büyük önem taşıdığından Diyarbakır, Batman ve Siirt illeri arasında uzanan alanın jeomorfolojik özellikleri, arkeolojik yerleşmelerin konumları da dikkate alınarak karşılaştırma ve gözlem metoduyla yorumlanarak değerlendirmelere gidilmiştir.
Abstract Diyarbakır Basin, in particular, the Upper Tigris Valley and its surroundings between the desert ecosystems in the south and the relatively cold and rugged high Anatolian mass in the north, are one of the most important and permanent habitats of human history. The course, shape, size, distribution and impact of the paleogeographical conditions in the Upper Tigris Valley and their impact on the cultures could only be analyzed with a comprehensive field study. Since the determinations and excavations of the cultural assets in Ilısu Dam impact area, as well as the research of the traces of the geomorphological history in the area are of great importance to completely reveal the texture of the settlements in the region, the geomorphological history and features, the locations of archeological sites in the area composed of Diyarbakır, Batman and Siirt provinces were analyzed and interpreted with comparison and observation methods.
|