FAUDA'NIN İLK BÖLÜMÜNDE FOUCAULT'NUN “GÖZ” METAFORU: GÖSTERGEBİLİMSEL BİR ÇÖZÜMLEME

Author :  

Year-Number: 2025-5(1)
Yayımlanma Tarihi: 2025-06-28 07:23:02.0
Language : Türkçe
Konu : DİLBİLİM
Number of pages: 48-77
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Bu çalışma, Netflix'in popüler dizisi “Fauda”'nın ilk bölümünü, göstergebilim ve Michel Foucault'nun “göz” metaforu çerçevesinde derinlemesine incelemektedir. Bu analiz, dizinin İsrail-Filistin çatışmasını ele alış biçimini ve bu anlatı aracılığıyla iktidarın görsel araçlarla nasıl meşrulaştırıldığını, aynı zamanda izleyici üzerindeki denetim etkisini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Fauda'nın, İsrail'in işgalini meşrulaştıran bir propaganda aracı olarak görev yapabileceği, dizinin “kaos” anlamına gelen adından ve “Mistavrim” birimlerine dayanmasından anlaşılmaktadır. Çalışmanın kuramsal çerçevesi, anlamın görsel ve dilsel göstergelerle nasıl inşa edildiğini inceleyen göstergebilim ile Foucault'nun iktidarın bilgi, disiplin ve gözetim yoluyla işleyişini açıklayan “göz” metaforunu birleştirir; Panoptikon metaforu üzerinden sürekli gözetim altında olma hissinin birey davranışlarını nasıl etkilediği vurgulanmaktadır. Araştırma, Fauda'nın sinematografik ve semiyotik araçlarla Foucaultcu “göz” kavramını nasıl kodladığını da detaylı bir şekilde incelerken, drone çekimleri ve gece görüş dürbünleri gibi teknolojik gözlem araçlarının kullanımıyla İsrail istihbaratının askeri üstünlüğünü simgelediğini ve izleyiciyi aktif bir denetim mekanizmasının parçası haline getirdiğini ortaya koymaktadır. Maskeli ajanlar ve bakışın belirsizliği, iktidarın anonimliğini yansıtırken; dar sokaklar, karanlık ortamlar ve kontrol odaları gibi mekânsal düzenlemeler, iktidar-bilgi ilişkisini pekiştirmektedir. Sonuç olarak, Fauda'nın ilk bölümü, Foucaultcu “göz” metaforunu ustaca kullanarak modern gözetim toplumunun ve iktidarın çok boyutlu işleyişini sergilemekte; teknoloji, bilgi ve görselleştirmenin ideolojik birer aygıt olarak nasıl kullanılabileceğini gözler önüne sererek izleyiciyi, çatışmanın “güvenlik” ekseninde meşrulaştırılması yönünde ideolojik olarak yönlendirmektedir. Bu analiz, popüler kültürel ürünlerin belirli politik anlatıları ve güç ilişkilerini nasıl pekiştirdiğini açıkça göstermektedir.

Keywords

Abstract

The present study analyses the first episode of Netflix’s popular series “Fauda” within the framework of semiotics and Michel Foucault's “eye” metaphor. This analysis aims to seek the way the series deals with the Israeli-Palestinian conflict and how power is legitimised through visual means through this narrative, as well as the control effect on the viewer. The fact that Fauda may serve as a propaganda tool legitimising Israel’s occupation is evident regarding the title, which means “chaos”, and its reliance on “Mistavrim” units. The theoretical framework of the study combines semiotics, which examines how meaning is constructed through visual and linguistic signs, and Foucault's “eye” metaphor, which explains the functioning of power through knowledge, discipline and surveillance; through the Panopticon metaphor, it is emphasised how the feeling of being under constant surveillance affects individual behaviour. The research also examines in detail how Fauda codifies the Foucauldian concept of the “eye” through cinematographic and semiotic tools, and reveals that the use of technological observation tools such as drone shots and night vision binoculars symbolises the military superiority of Israeli intelligence and makes the viewer part of an active control mechanism. While masked agents and the ambiguity of the gaze reflect the anonymity of power, spatial arrangements such as narrow streets, dark environments and control rooms reinforce the power-knowledge relationship. As a result, the first episode of Fauda skilfully uses the Foucauldian metaphor of the “eye” to illustrate the multidimensional functioning of modern surveillance society and power; it reveals how technology, information and visualisation can be used as ideological devices, ideologically guiding the viewer towards the legitimisation of conflict on the axis of “security”. This analysis clearly shows how popular cultural products reinforce certain political narratives and power relations.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics